Deneme yazisi- Gunlugumsu

 

Bazen aklıma bir şeyler geliyor. Belirli bir duygu ve o duygu üzerine yazmak istiyorum. O duyguyu oluşturan atmosfer olunca bir anda düşünceler akmaya başlıyor. Bazen de bilgisayar başına geçtiğimde yazmak istediğim o kadar çok konu ve o kadar çok cesitli duygu oluyor ki haydi oturup da yazayim deyince ilk aklima gelen şey, çok beklettiğim için artık geliş anındaki kavramları tamamen unutup zamanını kaçırdığım o özel duygu olmuyor. Bir şiir yazmak da aynı iş aslında. Tam geldiği zaman fırsat yaratmak lazım ama hayat işte. İstediğimiz zaman müsait olmuyoruz ki keşke olabilsek. Cunku belki de toplamda haftada birkaç saat ayirip bitirebileceğimiz, duzenli olarak içimizi boşaltabileceğimiz bir aktiviteyi sürekli erteleyip en sonunda içimize yigilmis onlarca düğümle basbasa kaliyoruz. Ya simdi ne yazacagim peki?

 Yazma konularimi listeledim geçenlerde. İçinde kisa oykuler , denemeler, siirler vardi. Bir de insan psikolojisine girip soyle olmali böyle yapmaliyiz tarzında ic döküşler, hatta neden bunu yapmıyorsunuz diye giydirişler falan. Sahi ben ne yazmak istiyorum? 

 Sarki yazmak için siirlere ihtiyacim var. Mesela bir seyler karalamayi deneyeyim hemen :


  İlk aklima gelen gunes, isik kelimeleri oldu. Neden bilmiyorum ama ben bunlari cok tekrarlıyorum. Ask siiri mi olsun, insanlari düşündürecek bir seyler mi, ic dökme mi, kizginlik mi, sevinç mi huzun mu olsun içinde? Belirtmek istediğim bir yon var aslinda ama oralara gelemiyorum bir turlu. Ya çocukça geliyor bana, ya sanki emir verirmiş gibi, ya da yüksekten bakiyormus gibi veya cok basit kelimeler, cok kullanilan seyler. Biraz kivrak zeka mi istiyor nedir? 

   Mesela ben soyle bir seyler yazmak istemiyorum, cunku benzerleri o kadar cok yapildi ki artik verilmek istenen mesajin bir anlami kalmadi:

Sen gittin, yaraladin beni, günlerce agladim 
Bir daha gelme, cikma karsima, kapilari kapattım 


 Ya da 

 Gozlerin oyle derin oyle sicak ki bana bakinca
 Sanki bir sahilde koşar gibiyim yere basmayan ayaklarimla 


 Belki bunlar yerine soyle bir seyler denesem olur: 

 BIZ OLSAK 

  Kolay ya da zor demeyeceğim, her şeyin bir nedeni var 
  Sevgiyi ilk verenlerin açtığı derin amansız çukurlar 
  Alıp da yutmak, o korkunç sonuç, her yaştan yaralı ruhlar 
  Bildiğimiz savaşlardan daha fazla, göremediğimiz kayıplar,

  Bazen bir karadelik çıkıyor birinin karşısına 
  Paylaşacak çok şeyim var, sevgi yeter anlaşmaya 
  Kırılmış ruh pusulasız, onu da götürüyor uçuruma 
  Kimsede çare yok, bedel para iken bu dünyada 

  Kolay ya da zor demeyeceğim, her şeyin bir nedeni var
  Açılmasa ilk baştan kalpte devasa boşluklar 
  Bir mesafeden bakanları içine çekemez çukurlar 
  Yön biz olsak, dünyanın her köşesinde pusulalar 


 Buket Druart 

   Ama hala biraz basit geliyor bana bu cümleler. Dogrudan, direkt. Halbuki daha cok sembol kullanip daha az sözcük ile bir seyler yazmayi başarmak da isterdim. 

   Serbest cagrisimla neler yapabilirim mesela? Su an içinde bulunduğum odaya disaridan trafik sesi, gurultulu motor sesi , bazen yüksek sesle konusan insanlarin sesi geliyor. Su an az önceki, siire biraz fazla vakit ayirdigim için bilgisayar basinda cok daha fazla oturacak zaman ve enerjim de kalmadi. Hizlica aklimdan gecen ve geçecek olanlari not etmeye calisayim: 

 Trafik -gokdelen- sehir- geçmişte aldigim yazi kursu- 
 Trafik sesinin duzenliligi- deniz- ruzgar sesleri
 Vakitsizlik- odaklanamama – heyecanlarin ortaya cikamamasi 
 Daralma hissi- bir seyler yapmak istemek 
 Yüzük -sari- cicek ---------

 Tekerlekler dönüyor, gözlerim kapalı 
 Rüzgarın sesi kulağımda, burnumda şehrin kokusu 
 Bir taksideyim 
 Her parmağımda bir yüzük 
 Köprüden geçtim 
 Pet şişeden suyumu içtim
 Hamam suyu gibi olmuş
 O anda
 Zaman dondu, içimde bir ferahlık, 
 Ses yok, duman yok, 
 Ayaklarım yerde,  başımda bir hafiflik 
 Tek düşüncem, düşünecek bir sey yok 
 Koşacak enerjim var, 
 Dünyayı dolaşırım 
 Öylesine bir sağlık 
 Kuş ve gökyüzü gözlem tepesi yaptım, 
 En yakın gökdeleni 
 Çok yakın evlerin arasını açtım, 
 Her eve bahçeler yaptım
 Nasıl yaptım bilmiyorum
 Öylesine bir güç 



 Bu şiirimsi şey bence burada kalsın çünkü ütopik düşünmeye başladım. Kotuleri yok ederim, iyilere harika bir yaşam saglarim, geleceği tertemiz güzel hale getiririm, kimsenin aci çekmesine müsaade etmem falan, kimse okumaz. Kendi kendime okurum ancak. Basta da yazdigim gibi, "sen böyle yaptın da ben soyle oldum", ya da "canim sıkıldı bilmemne "ya da "amanin da asigim, cok da süper" gibi şeyler yazmak içimden gelmiyor. Zamaninda yazdigim için ve bunlarla dünyanin hic de degistigini güzel de bir yon aldigini görmediğim için herhalde. Bu bağlamda gerçekten neyi nasil dile getireceğimi bilemiyorum artik. Belki farkli tur siir okumalara ihtiyacim vardir yapilmis olanlari gorup ilham almak için ya da böyle böyle deneyerek bir seyler cikabilir. Bu günlük bu kadar.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

UNUTMAK BAHANESI

Frappe Bukiato